“ACININ RENGİ; FİLİSTİN SONBAHARI”
Filistin…
Toprakları çocuk sesleriyle değil, gözyaşlarıyla sulanan bir vatan. Karanlık gecelerin sessizliğinde, mazlumların feryatları yankılanıyor. İnsanlığın vicdanını sarsan bu acı hikaye, her yeni gün daha da derinleşiyor. Zalimlerin karanlık oyununda kaybolmuş masum yürekler, umutsuzca ayağa kalkmaya çalışıyor.
Biz Müslümanlar, sessiz tanıklardan öte olmalıyız. Gözlerimizi ıslatan gözyaşlarımızı adalet mücadelemizde birer silah olarak kullanmalıyız. Zalimin zulmüne karşı durabilecek gücü, içimizdeki inançtan almalıyız. Mazlumların çığlıklarına kulak verip, sesimize ses katarak onların yanında saf tutmalıyız.
“Ancak o zaman, kalbimizin derinliklerinde umudun yeşermesine izin verebiliriz.”
Her bir insanın, her bir çocuğun arkasında bıraktığı hüzün dolu bir hikâye vardır. Filistin'deki çocuklar bizim çocuklarımız, annelerin gözyaşları bizim gözyaşlarımızdır. Bu acıları asla unutmayacak, es geçmeyeceğiz. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, uyruğu, dini, ırkı ne olursa olsun, zulme uğrayanlara karşı susan, sessiz kalan, göz yuman “dilsiz şeytandır.”
Dünyanın dört bir yanından yükselen zulme karşı durmayanlar, zalimlere yardım ve yataklık etmiş olurlar. Vicdan sahibi her insan, bu sessizliği yırtıp atmalı, mazlumlara el uzatmalıdır.
Filistin'in hüzünlü gökyüzünde süzülen umutsuzluk bulutlarını dağıtmak için elimizden geleni yapmalıyız. Her birimizin adımı, doğruyu haykırmak için bir fırsattır. Yaşanan acılara karşı sessiz kalmak, suça iştirak etmek demektir.
Şimdi, hep birlikte, insanlık adına harekete geçelim:
"Adalet için haykıralım, mazlumlar için direnelim!"
Belki bu satırlar sadece bir kelimeden ibaret kalacak; belki de bir kalbe dokunarak, bir vicdanı harekete geçirecek. Kalbimde Filistin'in acılarına dair dualarım, dileklerim ve umudumla sizlere sesleniyorum. Umudumuzu yitirmeden, zalimlere karşı durarak adalet için taşıdığımız ateşi sonsuza dek koruyalım. Birlikte, umudu büyüten fidanlar olalım…
Müslüman olmayan ülkeler bizden daha çok yardım gönderirken benim yüreğim kanıyor. Bir müslüman ülke olarak; Bizlere Peygamber Efendimizin emaneti olan, Mescid-i Aksa’yı Filistin halkını yalnız bırakmak Milletimize ve Ülkemize yakışmıyor. Gelin Peygamber Efendimizin emaneti olan Mescid-i Aksa’ya ve Mescid-i Aksa’yı korumaya çalışan Filistin halkına sahip çıkalım. Bu soykırıma dur diyelim.
Bu soykırımı durdurmak için ne yapmak gerekir?
Filistin için, sizce boykot yapmak, yapılan boykot yeterli mi?
Boykot yapmaktan, dua etmekten başka neler yapılabilir?
Devlet ve Millet olarak neler yapabiliriz?
Düzenli olarak her ay Devlet ve Millet olarak yardım gönderilse güzel olmaz mı?
Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?
Düşünce ve önerilerinizi yorumlarda bekliyorum.
Burada satırlarıma son veriyor, her birinizi Yüce Allah'a emanet ediyor, vicdanınızın sesini dinlemeye davet ediyorum sevgilerimle…